Amerikalı sinema oyuncusu Clint Eastwood’dan 94 yaş hatırası
Mahkeme sinemalarının içinde heyet odasına girip çıkan birçok sinema var. Bu sinemalar adaletin önyargıyla olan alakasını, kabahatin ve hatalının farklı açılardan görülebilme sorununu, kararın adil olmakla alakasını tansiyonlu ve çekişmeli bir dramatik öge olarak sunan hukuk filmleridir.
Runaway Jury (Disney+), The Juror, The Verdict üzere sinemalar ya da Law & Order, The Night of üzere diziler aklımıza gelir lakin kuşkusuz bu çeşidin en yeterlisi 1957 üretimi 12 Öfkeli Adam’dır. (Prime Video) 94 yaşındaki Clint Eastwood’un direktörlük mesleğinde vicdan ve adalet sıkıntısına hayli baş yorduğu sinemalar var.
Kusursuz Dünya, Gerçek Hata, Mutlak Güç, Gizemli Irmak üzere sinemalarıyla bu temalarda dolaşan East-wood adaletin kodlarına bu sefer heyet odasından girerek bakıyor son sineması Juror #2’da. Sinema bir cinayet davası için oluşturulan 12 kişilik heyete çağrılan ve seçilen genç bir baba adayının içine düştüğü çetin ikileme değiniyor. Bir barda yaşanan tartışma sonucunda kız arkadaşını öldürüp yol kenarına atmakla yargılanan James isimli, öfke denetimi sorunu olan bir adamın davasında heyet üyelerinden biri olur Justin (Nicholas Hoult). Karısıyla çocuk sahibi olabilmek için birkaç acıklı denemeleri olmuştur. Lakin bu sefer eşinin hamileliği son evresine ulaşmıştır. Justin baba olmayı beklediği bu hassas günlerde jürilik misyonu sırasında şoke edici bir durumla karşı karşıya kalır. Sanık James’e isnat edilen kabahatin ucu bir formda Justin’e bağlanıyordur çünkü! Davanın savcısı bölge başsavcısı adayı olan Faith isimli hırslı bir bayandır (Toni Collette), James’in hatalı olduğuna kilitlenmiştir ve onu mahkûm ettirmek kendisini hedefine biraz daha yaklaştıracaktır. Justin ise içinde bulunduğu jüriyi kendisini de güç durumda bırakmadan bir halde yönlendirmeye çalışır.
Filmin birtakım sürprizlerini açık etmesek de sıkıntı Justin’in içine düştüğü büyük bir ahlaki ikilem üzerine konseyi. Suçluluk hissi, ferdî sorumluluk ve adaletin sağlanması üçgeni ortasında kalan Justin orta bir yol bulmaya çalışıyor sinema boyunca.
KALİTELİ BİR HUKUK GERİLİMİ
Clint Eastwood sinemalarında izleyicilerin duygulanmasını önemseyen, fakat dramatik olarak da sömürüye asla kaçmadan bir istikrar kurabilen sağlam bir direktördür. Juror #2 da tahminen senaristinin iddiasızlığı yüzünden Gizemli Irmak kadar vurucu olamıyor, ancak tekrar de sineması başından sonuna ilgiyle izletiyor size. Eastwood ortaya ilgi alımlı bir çatışma koyuyor ve yeniden seyircisini sakin sakin anlattığı bu öykünün içine çekiyor. Seyirciye ‘Ben bu durumda olsaydım ne yapardım?’ sorusunu sordurtuyor. Nicholas Hoult, Toni Collette, Chris Messina, Zoey Deutch, Kiefer Sutherland ve küçük bir rolü olmasına karşın J. K. Simmons’dan oluşan oyuncu takımıyla mutsuz bırakmayan bir hukuk tansiyonunu merakla izliyoruz.
94 YAŞINDAKİ EASTWOOD, İÇİNDEKİ ‘DEDE’YLE BARIŞTI
Yaşamı boyunca sıhhatine ve görünüşüne çok değer veren ünlü oyuncu ve direktör, artık büsbütün olduğu üzere yaşıyor ve yaşını da gururla taşıyor. Geçen mayıs ayında 94. doğum gününü kutlayan Clint Eastwood mesleği boyunca 187 mükafata aday gösterilmiş, bunların 167’sini kazanmış. (Dördü de Oscar üstelik.)
Son sineması Juror #2 çekilirken de sette bulunan herkes Eastwood’a ‘bir efsane’ muamelesi yapıyormuş, doğal olarak. Fakat anlatılanlara nazaran, bir evvelki sineması, 2021 tarihli Cry Macho’da bile oyunculuğu elden bırakmayan Eastwood, ortadan geçen vakitte yaşını, hatta Juror #2’nun son sineması olabileceği gerçeğini bile kabul etmiş durumda.
Altı kızı, iki oğlu ve çok sayıda torunu olan Eastwood, sonuç olarak bu yıl hırslı, parlak meslekli ve kendi yaşının üçte biri kadar yaşamış oyuncularla dolu, multi milyon dolarlık bir proje getirdi sinema salonlarına. Oyuncu olarak sinemada rol almamış olsa da elbette projenin tam merkezinde kendisi bulunuyordu. Hem de yaşını saklamadan, yaşıyla gurur duyarak.
patronlardunyasi.com
