Yapay zekâ reklamcılığa da dokunarak dönüştürmeye başladı
Almanya ve Türkiye merkezli olarak faaliyet gösteren MediaQX, markalara TV yayıncılığı ve pazarlama dünyasının dijital dönüşümünde yüzleştikleri çıkmazlar ve bilinmezliklerde yardımcı olmayı amaçlayan bir şirket. Türkiye’de yaklaşık 1 milyon akıllı TV’nin datalarına sahip. Bu aygıtlardan anlık olarak bilgi toplanıyor.
Oksijen’den Baran Can Sayın’ın haberine göre, TV reklamları alanında faaliyet gösteren MediaQX, kampanyaların performansını yüzde 148 oranında arttırdığı argümanıyla hizmet sunuyor. Bunu ise data sürece ve yapay zekâ aracılığıyla yapıyorlar. MediaQX’in kurucuları CEO Can Kenanoğlu ve CTO Arda Taşcı ile reklamcılıkta yapay zekayı ve birçok alanda sunduğu göstergeleri de konuştuk.
İZLENME ANLIK ÖLÇÜLÜYOR
MediaQX’in müşterileri ortasında yayıncılar ve üretimciler var. Bu sayede TV izlenmelerine yönelik dataları anlık olarak takip edip aksiyon alabiliyorlar. Pekala bu sistem nasıl işliyor? Kenanoğlu şöyle yanıtlıyor:
“Örneğin bir programda bir yorumcu ya da bir dizide bir oyuncu ekrana çıktığında izlenmede düşüş oluyor mu, aşikâr bir bahis izlenmeyi arttırıyor mu, bir diğeri düşürüyor mu; bunları ölçme imkanımız var.” Müşterilerinin yükünü ise reklam verenler oluşturuyor. Kenanoğlu “Reklamların ölçümlenmesi ve daha hakikat hedeflenmesi ana eser gamımız. 1 milyon aygıttan derlediğimiz datalarla anlık olarak o TV’de hangi kanalın ya da uygulamanın açık olduğunu görebiliyoruz. O kanalda hangi dizi var, o dizinin şekli, içeriği ne, kimler oynuyor? Hepsi bizim elimizde var. Reklam sırasında hangi markanın reklamı gösteriliyor, onu da biliyoruz. Münasebetiyle bu 1 milyon hanenin hangi vakitte hangi reklamı gördüğü, kaç defa gördüğü, hangi programları daha çok tercih ettiği, en çok hafta sonu mu hafta içi mi TV izlediği, bayramlarda, tatillerde konutta olup olmadığı üzere birçok içgörü oluşturabiliyoruz.” “Bunları kullanarak bir bölümlendirme yapıyoruz. Bunu size özel önerilen dijital reklamlarda olduğu üzere düşünebilirsiniz. Bir kategorizasyonumuz var. Çocuklu haneler, Netflix’i çok fazla, TV kanallarını az izleyen haneler ya da her gün kesinlikle sabah YouTube’u açan haneler gibi… Bunlara nazaran reklam verenler de reklamlarının hangi kategoride ne kadar erişime ulaştığını saptayabiliyor.” Kenanoğlu, metotlarının reyting sisteminden farkını ise şöyle anlatıyor: “Türkiye’de 4 bin 500 hanede yaklaşık 12 bin 500 kişi reyting sistemi çerçevesinde inceleniyor. Biz 1 milyon haneye ulaşıyoruz. Reyting sistemi yaş, cinsiyet ve sosyoekonomik statüye nazaran sınıflandırma yapıyor, biz birey değil hane bazında inceliyoruz. Anlık olarak reytingi ölçülen kanal sayısı 22. Yarı vakitli yani 15 dakikada bir ölçülenler de çabucak hemen bu kadar. Yani yaklaşık 40 kanal haricinde geri kalan kanallarda rastgele bir ölçüm yok. Muhakkak kanalların reklam maliyeti çok değerli; dijital platformları takip eden izleyiciye ulaşmak mümkün değil. Bu noktada reklam verme açısından değerli kanalların ya da dijital platformların takipçilerine TV’de nerelerde erişilebileceğini biliyoruz. Hangi kanaldan yahut platformdan hangi kanala geçtiklerini görebiliyoruz. Özcesi televizyon izleme seyahatini inceliyoruz.”
patronlardunyasi.com
