Osmanlı prensesi Mevhibe Celalettin, 1919’da işgal altındaki İstanbul’da Mustafa Kemal Paşa için ajanlık yapmıştı

Burak ARTUNER

Osmanlı Sultanı 5’inci Murad’ın torunu, gazeteci ve muharrir Kenize Murad, “1970’lerde CIA casusu olarak çalıştığı” savlarına “Amerikan aksisi bir gazetecinin nasıl CIA elemanı yapılmak istendiğine dair” bir makale hazırlamak hedefinde olduğu açıklaması getirdi. CIA’nın bâtın dokümanlarında de Kenize Murad’ı doğrular evraklar yer aldı. O dokümanlarda CIA’nın 1973 yılında Murad’a teklifte bulunduğu, lakin Murad’ın bu teklifi bir ay sonra reddettiği de yazıyor.

1919’da bir Osmanlı Prensesi casusluk yapmıştı. Lakin Prensesin bu casusluğu, Ulusal Çabayı başlatmak üzere olan Mustafa Kemal Paşa için yapılmıştı.

Adı Mevhibe Celalettin… Prenses Mevhibe Celalettin, Padişah İkinci Abdülhamid’in kız kardeşi Cemile Sultan ile 7 Mayıs 1884’te Taif Zindanı’nda boğdurulan kocası Mahmut Celalettin Paşa’nın torunuydu.

Mustafa Kemal şimdi Samsun’a çıkmamıştı. Prenses Mevhibe Celalettin, Birinci Dünya Savaşı sonrası İstanbul işgal edildiği günlerde, iki kocasından boşanmış, üç lisan bilen, özgür yetişmiş bir prenses olarak davetlerde uzunluk gösteriyordu.

ŞİŞLİ’DEKİ DAVETTE TANIŞTILAR

İşte bugünlerde, Müşir Kázım Paşa’nın damadı İsmail (Tokgöz) Bey’in Şişli’de Karlo Apartmanı’ndaki dairesinde verdiği davette Mustafa Kemal Paşa ile tanıştı. O gece, Mustafa Kemal Paşa, yaveri Cevat Abbas (Güner) ve başka kimi dostlarıyla Mevhibe Celalettin’i meskenine şahsen bıraktı. Mevhibe Celalettin de Paşa’yı meskenine davet etti.

MUSTAFA KEMAL PAŞA’YA 17 GÜN BAKTI

Şafak sökene kadar süren sohbet, dostluğun tohumlarını da attı. Bir mühlet dostlukları o kadar ilerledi ki o periyotta şiddetli ve ateşli bir mide rahatsızlığı geçiren Mustafa Kemal Paşa’ya 17 gün bakan kişi de Mevhibe Celalettin’di.

“BALOYA GİT” EMRİ

Bir gün Mustafa Kemal, Prenses’e bir vazife verdi. Mustafa Kemal’in Şişli’de oturduğu meskenin tam karşısında bir konak vardı. Bu konak, İtalyan işgal güçleri kumandanı Albay Roletto tarafından karargah olarak kullanılıyordu. Bir gün Mustafa Kemal Paşa, Mevhibe Celalettin’e “Gelecek hafta Roletto’nun şu karşımızdaki meskeninde balo verilecek. Sizin bu baloya kesinlikle gitmenizi istiyorum” dedi. Mevhibe Celalettin, paşaya davetli olmadığını, kimseyi tanımadığını söylediyse de, “Bu sizin için kolay bir şeydir. Bunu halledebilirsiniz. Bunu sizden bekliyorum” cevabını aldı. Mevhibe Celalettin, bundan sonra ortalarında geçen diyaloğu şöyle anlatıyor:

“Bu adeta bir buyruktu. Güldüm:

– Madem ki emrediyorsunuz, ne yapıp yapıp giderim, dedim.

Paşa gülümsedi ve:

– Buyruk değil, rica ediyorum, diye karşılık verdi.

– Pekala, gitme yolunu buldum ve baloya gittim. Orada ne yapacağım?

– Bu işi halledin, ondan sonra sizinle uzun uzunluklu görüşürüz, diye yanıt verdi.”

ANADOLU’YA GİTMEDİ

Mevhibe Celalettin, çeşitli dostlarını ortaya koyduktan sonra baloya davet edilmeyi başardı. Buraya gittiğinde, Mustafa Kemal Paşa’nın talimatıyla, ismini açıklamak istemediği bir kişinin kimlerle konuştuğunu izledi. İzlenimlerini de Mustafa Kemal Paşa’ya aktardı. Paşa, bir müddet sonra Mevhibe Celalettin’e Anadolu’ya geçeceğini bildirdi ve kendisiyle gelmesini istedi. Lakin Mevhibe Celalettin, “Biraz düşünmek lazım ancak Anadolu’ya geçeceğimi zannetmiyorum” diye cevap verince, içtenlikli dostluk böylelikle sona erdi.

patronlardunyasi.com